Asgari Bir Miktar Belirtilmeden Açılan Belirsiz Alacak Davası ve Zamanaşımı

Yargıtay Kararı – 21. HD., E. 2015/17000 K. 2016/12068 T. 4.10.2016

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,

2- Dava; iş kazası sonucu malul kalan işçinin maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemine ilişkindir.

Mahkemece 39.197,78 TL maddi ve 4.000 TL manevi tazminatın iş kazasının gerçekleştiği 05.03.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı işveren şirketten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Davacı vekili 20.02.2014 tarihli dava dilekçesiyle müvekkilinin 05.03.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle %11,30 oranında malul kaldığını beyanla, davalı işveren şirketten 11.000 TL manevi tazminat ile 6100 sayılı H.M.K’nun 107. maddesi kapsamında yargılama sırasında toplanacak delillere ve bilirkişi raporuna göre tespit edilecek miktar hüküm altına alınmak üzere belirsiz alacak davası niteliğinde maddi tazminat isteminde bulunmuş, maddi tazminat istemi için harca esas asgari bir miktar belirtmemiştir.

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, iş kazasının gerçekleşmesinde davacının %30, davalı işveren şirketin %70 kusurlu olduğu, maluliyet oranının %11,30 olarak tespit edildiği, 12.03.2015 tarihi bilirkişi hesap raporuna göre maddi tazminat alacağının 39.197,78 TL olarak hesap edildiği, davacı vekilinin 29.05.2015 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat istemini 39.197,78 TL olarak ıslah ettiği anlaşılmıştır.

Uyuşmazlık, davacının davasının belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmadığı ve belirsiz alacak davası değil ise ıslah ile istenilen kısmın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.

Belirsiz alacak davası 6100 sayılı HMK’nun 107. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir. Aynı yasanın 109. maddesinde ise kısmi dava düzenlenmiş olup buna göre de Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. Dava açıldığı tarihte 6100 sayılı HMK yürürlükte bulunup, maddi tazminat istemli davanın niteliğine göre belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılması mümkündür. Bu gibi durumlarda davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığından söz edebilmek için dava dilekçesinde açıkça buna dayanıldığının belirtilmesi ve talebe konu alacak için asgari bir miktar gösterilmesi gerekmektedir.

Somut olayda 20.02.2014 tarihli dava dilekçesinde maddi tazminat istemi yönünden açıkça HMK’nun 107. maddesine dayanılmakla beraber; maddi tazminat istemi için harca esas asgari bir miktarın belirtilmediği, bu yönüyle dava dilekçesinde maddi tazminat isteminin belirsiz alacak davası niteliğinde açıldığından bahsolunamayacağı gibi, maddi tazminat istemine ilişkin harcı yatırılarak usulüne uygun açılmış bir davadan da bahsedilemeyeceği açıktır.

Davacı vekili 29.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile harcını yatırarak 39.197,78 TL maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de; davalı tarafça süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu anlaşılmaktadır.

Davacı iş kazası nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesini istemiştir. TBK’nun 146.maddesi (BK.m.125) gereğince zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu nedenlerle, somut olayda 05.03.2004 tarihinde gerçekleşen iş kazası nedeniyle maddi tazminat isteminin 29.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile ileri sürüldüğü, davalı vekilince de süresi içinde zamanaşımı def’in de bulunduğu değerlendirilerek, maddi tazminat isteminin zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle reddine karar vermek gerekirken; maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde lisans, Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim dalında Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku bölümünde doktora yapmaktadır. Mesleğe Hâkim olarak başlayan TABAK, bir süre Elazığ ve Ankara'da hakimlik görevinde bulundu. En son, estetik operasyonlardan kaynaklı hukuki uyuşmazlıklara üst derece mahkemesi olarak bakan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nde hakim olarak görev yapmakta iken hakimlik mesleğinden çekilerek serbest avukatlığa geçiş yaptı. Şuanda İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık ve arabuluculuk yapmakta, sağlık Hukuku ağırlıklı olarak avukatlık faaliyetlerini devam ettirmektedir. Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız

Yorum yapın