Makbuz Almama Nedeniyle Masrafların Delillendirilememesi

Aşağıdaki Bölge Adliye Mahkemesi kararında malpraktis davasında tıbbi uygulama hatası bulunduğu iddiasıyla tazminat talebinde hekimin makbuz vermemiş olmasının hastanın lehine sonuç doğurmaması gerektiği sonucuna varılmıştır. Hekim tarafından tedavi ücretine karşılık makbuz verilmemiş olsa da mahkeme bilirkişi marifetiyle gerçek zararı tespit edebilecektir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı – İstanbul BAM, 19. HD., E. 2017/796 K. 2017/671 T. 18.5.2017

Davacıların istinaf taleplerinin incelenmesinde, davacıların müşterek çocuklarının yanlış ilaç nedeniyle 4 gün boyunca hastanede yoğun bakımda kaldığı, çocuğun 09/02/2012 tarihinde hastanede yatış yaptığı, 12/02/2012 tarihinde taburcu olduğu sabit olduğundan davacıların duruşmada olayın vahameti ile makbuz alamadıklarından masraflarını belgelendiremediklerini, olayın içeriğine göre bilirkişinin hesaplama yapmasını talep ettikleri anlaşılmıştır.

Kural olarak zararın ve kapsamının davacılar tarafından ispatlanması gerekir. Ancak zararın gerçek tutarının ispatlanamadığı durumlarda işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemlerde göz önünde tutularak zarar kapsamı hakim tarafından belirlenir. Burada hakime verilen yetkinin ötesinde görevin söz konusu bulunduğu da göz ardı edilmemelidir. Başka bir deyimle belgelenemeyen tedavi giderlerinin belirlenebilmesi için bu konuda bilirkişiden rapor alınabileceği gibi hakim T.B.K.’nun 50. Maddesi gereğince kendisi de mutat giderleri takdir edebilir. Hal böyle olunca davacıların çocuğuna davalıların kusuru nedeniyle verilen zarardan dolayı oluşan maddi zararın tazmini her ne kadar davacılar tarafından belgelendirilmemiş ise de; dosya kapsamı ile davacıların hastanede 4 gün boyunca yoğun bakımda kalmaları, bu 4 gün boyunca yaptıkları masrafların hayatın olağan akışı uyarınca 500,00 TL’ye tekabül edebileceği, bu miktarın olaya uygun olduğu, usul ekonomisi ilkesi gereğince de maddi tazminat yönünden yeniden bilirkişi incelemesine, yargılamayı uzatması nedeniyle gerek olmadığı anlaşıldığından davacıların istinaf taleplerinin kabulü ile; ilk derece mahkemesinin maddi tazminatın reddine dair verdiği karar usul ve yasaya aykırıdır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2003/15748 E. 2004/5325 K. Sayılı içtihadı da bu yöndedir.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde lisans, Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim dalında Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku bölümünde doktora yapmaktadır. Mesleğe Hâkim olarak başlayan TABAK, bir süre Elazığ ve Ankara'da hakimlik görevinde bulundu. En son, estetik operasyonlardan kaynaklı hukuki uyuşmazlıklara üst derece mahkemesi olarak bakan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nde hakim olarak görev yapmakta iken hakimlik mesleğinden çekilerek serbest avukatlığa geçiş yaptı. Şuanda İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık ve arabuluculuk yapmakta, sağlık Hukuku ağırlıklı olarak avukatlık faaliyetlerini devam ettirmektedir. Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız

Yorum yapın