Dünya Sağlık Örgütü’nün dünya çapında pandemi olarak ilan ettiği Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan şehrinden çıkarak tüm dünyada etkili olan ve pek çok kişinin enfekte olmasına ve yine pek çok ölüme sebebiyet veren Covid-19 Yeni Tip Koronovirüs bulaşıcı hastalığı nedeniyle ortaya çıkan olağan üstü sağlık hizmeti ihtiyacı nedeniyle Sağlık Bakanlığı sağlık personelinin meslekten çekilmesini zorlaştırıcı bir önem aldı.
27 Mart 2020’de alınan karara ve yayınlanan genelgeye göre kamu ve özel sektörde çalışan sağlık personelinin karar tarihinden itibaren 3 ay görevden ayrılmalarına izin verilmeyecek. Yani bu süreçte sağlık personeli istifa ile görevinden ayrılamayacak.
Buna rağmen görevden ayrılmakta ısrar edenlerin ne tür bir yaptırımla karşılaşacağı genelgede yer almıyor. Bu genelgenin yayınlandığı tarih itibariyle ülke genelinde ilan edilmiş bir olağan üstü hal bulunmadığından mevcut hukuki durumu şu şekilde yorumlamak gerekir:
Anayasa’nın 18. maddesine göre “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz.” Peki genelgeye rağmen istifa etmek isteyen, işe gitmeyen olursa ne olacak ?
Buna göre kamuda çalışan bir sağlık personelinin genelgeye rağmen görevinden çekilmesi halinde usule aykırı bir meslekten çekilme olarak değerlendirilip yeniden kamuda görev almasının yolu kapatılabilir Özel sektör bakımından ise iş akdinin feshi için başkaca haklı neden bulunsa dahi genelge sebebiyle iş akdinin haksız feshi ve buna bağlı hekim aleyhine iş mevzuatındaki aleyhe hükümler gündeme gelebilir.
Bir de Anayasa 18/2 yönünden durumu değerlendirmek gerekir. “Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz. “
Henüz ilan edilmiş bir olağanüstü hal söz konusu değil ancak covid 19 salgınını ülke ihtiyaçlarının zorunluğu kıldığı bir durum olarak değerlendirsek dahi bu durumda zorunlu çalıştırmanın usul ve esaslarının kanunla düzenlenmiş olması gerekir. Henüz bu durum özelinde yayınlanmış bir kanuni düzenleme de bulunmamaktadır.
Avukat Arabulucu Bahadırhan TABAK LL.M.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde lisans, Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim dalında Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku bölümünde doktora yapmaktadır. Mesleğe Hâkim olarak başlayan TABAK, bir süre Elazığ ve Ankara'da hakimlik görevinde bulundu. En son, estetik operasyonlardan kaynaklı hukuki uyuşmazlıklara üst derece mahkemesi olarak bakan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nde hakim olarak görev yapmakta iken hakimlik mesleğinden çekilerek serbest avukatlığa geçiş yaptı. Şuanda İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık ve arabuluculuk yapmakta, sağlık Hukuku ağırlıklı olarak avukatlık faaliyetlerini devam ettirmektedir. Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız