Hasta Hekim Sözleşme İlişkisi

Güncelleme Tarihi: 15 Ekim 2022

Hasta ile hekim arasındaki tıbbi müdahale ilişkisi aslında bir sözleşmeyi de meydana getirmektedir. Tedavi amaçlı tıbbi müdahalelerde bu sözleşmenin tipi vekalet sözleşmesidir. Vekalet sözleşmesinin tipik özelliği vekilin özen yükümlülüğü kapsamında faaliyetini icra etmesi ancak sonuç hakkında bir taahhütte bulunmamasıdır.

Örneğin hekim kanser tanısı ile gelen bir hastası için en uygun tedavi yöntemini seçerek, hastanın aydınlatılmış rızasını da alarak tedaviye başlar. Ancak bu tedavi neticesinde hastanın şifa bulacağı garantisini vermez. Bu durum vekalet sözleşmesinin en tabi özelliğidir.

Estetik müdahaleler ise tedavi amaçlı müdahalelerden hekim ile hasta arasında sözleşmenin hukuki niteliği bakımından ayrılmaktadır. Estetik müdahalelerin söz konusu olduğu hallerde hasta ile hekim arasında eser sözleşmesi bulunmaktadır. Doktrinde bu husus tartışılsa da Yargıtay’ın estetik operasyonların eser sözleşmesi niteliğinde olduğuna dair müstekar içtihadları bulunmaktadır. Eser sözleşmesinin en tipik özelliği ise belirli bir sonucun taahhüt edilmesidir.

Örneğin hastanın burun estetiği talebi ile başlayan bir estetik operasyonda hekim hastaya önceden belirli fotoğraflar, çizimler vs. de göstermek suretiyle belirli bir burun şeklini taahhüt etmektedir. Bu durumda neticenin taahhüt edilmesi söz konusu olduğundan hekim bu neticenin hasıl olmamasından da eser sözleşmelerindeki ayıplı ifa hükümleri kapsamında sorumlu olacaktır.

Ancak bir takım riskli estetik operasyonları da yapılabilmektedir. Örneğin bazı karın germe operasyonlarında hastanın solunum sıkıntısı çekmesi nedeniyle operasyonun başarısız olması ve yapılan işlemin eski hale getirilmesi gerekebilir. Böyle bir ihtimalin mevcudiyeti halinde hekimin hastasını meydana gelecek riskler ve operasyonun başarısız neticelenme ihtimalinin bulunduğu konusunda uyarması ve bu hususta ispat sorunu ile karşılaşmamak için hastasından yazılı onam alması gerekir. Eser sözleşmesi niteliğindeki estetik operasyonda neticenin meydana gelmemesi ihtimalinde hekimin sorumluluktan kurtulması ancak bu şartla mümkün olabilir.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde lisans, Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim dalında Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku bölümünde doktora yapmaktadır. Mesleğe Hâkim olarak başlayan TABAK, bir süre Elazığ ve Ankara'da hakimlik görevinde bulundu. En son, estetik operasyonlardan kaynaklı hukuki uyuşmazlıklara üst derece mahkemesi olarak bakan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nde hakim olarak görev yapmakta iken hakimlik mesleğinden çekilerek serbest avukatlığa geçiş yaptı. Şuanda İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık ve arabuluculuk yapmakta, sağlık Hukuku ağırlıklı olarak avukatlık faaliyetlerini devam ettirmektedir. Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız

Yorum yapın