İlliyet Bağı ve İhmal Suretiyle Görevi Kötüye Kullanma Suçu

Güncelleme Tarihi: 18 Ekim 2022

Doktorun görevi ihmal suçu hakkındaki Yargıtay kararında hekimin tıbbi müdahalesi ile meydana gelen ölüm olayı arasında illiyet bağının kurulamamasına rağmen hekimin ihmal göstererek görevinin gereklerini usulüne uygun bir şekilde yapmadığının anlaşılması halinde TCK 257/2 gereği ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediğinin kabulü gerektiğine hükmedilmiştir.

Yargıtay 12. CD., E. 2019/802 K. 2021/2020 T. 1.3.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Suç : Taksirle öldürme

Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50/1-a, 50/4, 52/2-4, 50/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii, katılanlar ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;

Dosya içeriğine göre; sanığın acil serviste pratisyen hekim olarak görev yaptığı hastaneye saat 14:00 sularında, göğüs ağrısı ve öksürük şikayeti ile başvuran ve daha önce myokard enfarktüsü geçirdiğini beyan eden ölenin, sanık tarafından muayene edilerek EKG’sinin çekildiği; ancak sanığın inferior myokard enfarktüsü bulguları bulunan EKG’yi yanlış yorumlayarak EKG’de şüpheli bulguya rastlanmadığı kanaati ile ölenin mide rahatsızlığına ilişkin reçete düzenleyerek çıkışını yaptıktan sonra saat 17:30 sularında ölenin evinin önünde bir anda yere yığılarak hayatını kaybetmesi şeklinde meydana gelen ve ölüm sebebinin mevcut kalp damar ve akciğer hastalığına bağlı akut kalp yetmezliği olarak tespit edildiği olayda;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;

İstanbul 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 14/08/2013 tarihli raporunda dosyada mevcut tıbbi belgelere göre öz geçmişinde kalp damar hastalığı bulunan ve bu nedenle stent implantasyon bulunan kişinin 2.1.2011 tarihinde Mesudiye Devlet Hastanesi Acil Polikliniğine göğüs ağrısı ve öksürük şikayeti ile başvurduğu ve doktora daha önce myokard enfarktüsü geçirdiğini beyan ettiği, acil doktorun kişiye muayene edip kan tetkikleri istediği, tansiyonu ölçüp, EKG’sinin çektirdiği, ancak inferior myokard enfanktüsü bulguları bulunan EKG’yi yanlış yorumlayarak gerekli dahiliye konsültasyonu istemeden hastayı yatırıp müdahale etmeden sadece mide şikayetlerine yönelik tanı koyarak reçete düzenleyip evine göndermesinin tıp kurallarına uygun olmadığı, Dr. …’ın gerekli müdahale yapmadığından kusurlu olduğunun; Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 09/04/2015 tarihli raporunda ise, dosyada mevcut ifadelere ve dosyada mevcut tıbbi belgelere göre öz geçmişinde kalp damar hastalığı bulunan ve bu nedenle stent implantasyon bulunan kişinin 02/01/2011 tarihinde Mesudiye Devlet Hastanesi Acil Polikliniğine göğüs ağrısı ve öksürük şikayeti ile başvurduğu ve doktora daha önce myokard enfarktüsü geçirdiğini beyan ettiği, acil doktorun kişiye muayene edip kan tetkikleri istediği, tansiyonu ölçüp, EKG’sinin çektirdiği, ancak inferior myokard enfanktüsü bulguları bulunan EKG’yi yanlış yorumladığı, dahiliye ve kardiyoloji uzmanı bulunan bulunan bir merkeze sevk etmemesi nedeni ile Dr. …’ın kusurlu olduğu, kişinin klinik durumu itibariyle zamanında tanı konularak uygun takip ve tedavisinin yapılması durumunda da kurtulma ihtimali bulunduğu, ancak otopside kişide tespit edilen kalp hastalığının ağırlığı itibariyle kurtulma ihtimalinin kesin olmadığı cihetle Dr. …’ın kusurlu eylemi ile kişinin ölümü arasında kesin bir illiyet bağı kurulamayacağının belirtildiği; sanığın tıbbi standartlara aykırı davranışıyla ölüm arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı ancak sanığın ihmal göstererek görevinin gereklerini usulüne uygun bir şekilde yapmadığı anlaşılmakla, sanığın eyleminin ihmal sureti ile görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturduğunun kabulü ile TCK’nın 257/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eylemin TCK’nın 85/1. maddesinde belirtilen taksirle öldürme suçunu oluşturduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi;

Kabule göre de;

Sanık hakkında TCK’nın 85/1. maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl 5 ay süreli hapis cezasında, aynı kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında takdiri indirim uygulanarak belirlenen 2 yıl 5 gün süreli hapis cezasının, yine aynı Kanunun 50/4 ve 50/1-a maddeleri uyarınca adli para cezasına çevrilmesi sırasında hesap hatası yapılarak, gün adli para cezasının 735 gün yerine 725 gün, 52/2. maddesi ile yapılan uygulama sırasında sonuç adli para cezasının 22.050 TL yerine, yazılı şekilde 21.750 TL olarak eksik belirlenmesi,

Kanuna aykırı olup, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 01/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Anahtar kelime: İhmal suretiyle görevi kötüye kullanma

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde lisans, Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim dalında Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku bölümünde doktora yapmaktadır. Mesleğe Hâkim olarak başlayan TABAK, bir süre Elazığ ve Ankara'da hakimlik görevinde bulundu. En son, estetik operasyonlardan kaynaklı hukuki uyuşmazlıklara üst derece mahkemesi olarak bakan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nde hakim olarak görev yapmakta iken hakimlik mesleğinden çekilerek serbest avukatlığa geçiş yaptı. Şuanda İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık ve arabuluculuk yapmakta, sağlık Hukuku ağırlıklı olarak avukatlık faaliyetlerini devam ettirmektedir. Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız

Yorum yapın